Bir sahil kasabasında yaşamanın çok güzel tarafları olduğu gibi bazen insanı yoran tarafları da bulunmaktadır. Sahil kasabalarında kış aylarında çok fazla insanın bulunmazken ( iş imkanının az olması nedeniyle), yaz aylarında tatile gelenler ve çalışmak için gelenlerle birlikte kapasitesinin üstünde bir doluluk oranına ulaşmakta.
Yaz aylarında en sevdiğim şey: Akşam serinliğinde balkonumda çayımı ve kitabımı alıp keyif yapmak. Sahil kasabalarının yaz aylarında maruz kaldığı doluluktan bizim evde nasibini almakta. Akşam çay ve kitap keyfi bölünmekte.Bu sene farklı bir şey yaptım misafir de gelse kitabımı alıp bir köşesine geçtim balkonun. Misafirler okey oynarken bende kitap okuyordum. Bir ara misafirlerimizden biri ' çocuğum kitabı bırak gel sen de okey oyna' dedi. Bende 'teşekkür ederim siz oynayın ben çok sevmiyorum' diyerek kibarca reddettim.
İşte ülkenin okumaya bakışındaki genel durum kısaca böyle. Gelin şimdi de rakamlarına bakalım bu halimizin:
Yakın Doğu Üniversitesi Deneysel Sağlık Bilimleri Araştırma Merkezi (DESAM) tarafından hazırlanan Ar-Ge raporuna göre, Türk halkı günde 6 saatini televizyona, 3 saatini ise internete ayırırken, kitap okumaya yılda ancak 6 saat vakit ayırıyor.
DESAM raporuna göre, Türk halkı olarak kitap okunmuyor. Türkiye'de okuma alışkanlığı yok denecek kadar az. AB ülkelerinde yüzde 21 olan kitap okuma oranı, Türkiye'de sadece yüzde 0,01. DESAM raporunda atıfta bulunulan UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) dünyadaki okuma alışkanlıkları raporuna göre Türkiye, kitap okuma oranında dünya ülkeleri arasında 86'ncı sırada; Gambiya, Fildişi Cumhuriyeti gibi Afrika ülkeleriyle birlikte yer alıyor. Ayda cep telefonu ve iletişim masraflarına 213 TL ayıran 4 kişilik bir Türk ailesi kitaba ise ayda değil yılda sadece 6.5 TL ayırıyor.
Japonya'da 1 kişi yılda ortalama 25 kitap okuyor. Türkiye'de ise 6 kişi 1 tane kitap okuyor, yani 150 kişi ancak 1 japonun bir yılda okuduğu kitap sayısına ulaşabiliyor.
Türk çocuklarının PISA (OECD ülkelerinde 15 yaş grubuna uygulanan bilgi ve beceri testi) testindeki yeri de pek parlak değil. Türk çocukları 65 ülke içinde matematikte 44, fende 43, kendi dilini okuduğunu anlamada 42’nci sırada. Bu sonuçların ne kadar vahim olduğunun farkında mıyız acaba?
Bu verilerle biz nasıl dünya üzerinde süper güç falan olma hayalleri kuruyoruz aklım almıyor. Bir yönetici çıkıp bilmem kaç yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğimizden söz ettiğinde kendi kendime gülüyorum bu verilerle mi diyorum.
Bu kara tabloyu değiştirmek için okumalı, okumalı, okumalıyız... Üç boyutlu yazıcıların yaygınlaştığı, yazıcıdan organ üretip, organ nakli yapan ülkelerle ya da uzaya tur düzenleyen ülkelerle yarışmanın, onların seviyesine çıkmanın yolunun okumaktan geçtiğine inanıyorum.
Çocuklarımızın yanında kitap okuyalım. Onlara kitap okuma alışkanlığı kazandıralım. Doğum günlerinde, karne günlerinde onlara kitap hediye edelim. Bu şekilde ülkemizin dünya ülkeleri arasındaki sıralamasını yukarılara çıkartabiliriz.

Merhaba,
YanıtlaSilHastalarımız için böbrek satın almak için bir kez daha buradayız ve onları kurtarmak için bir böbrek bağışlamak isteyen herkese iyi miktarda para ödemeyi kabul ettiler ve böylece bağışta bulunmak istiyorsanız veya bir Hayat kurtarmak istiyorsanız, lütfen aşağıda e-posta ile bize yazın.
Bu sizin için zengin olmanız için bir fırsattır, biz temin ederim ve bizimle% 100 güvenli bir şekilde sizinle güvence altına alıyoruz, herşey yoluna giden böbrek bağışçılarına göre yapılmalıdır.
Artık boşa harcamayın, lütfen irruaspecialisthospital20@gmail.com adresine bize yazınız.
Irrua Uzman Eğitim Hastanesi.